Archive for Temmuz, 2009

ALEKOS PANAGOULIS……

‘Bağışlanmış özgürlük tutsaklıktır..’ – ALEKOS PANAGOULIS

 

panagoulis-15

ALEKOS (ALEXANDROS) PANAGOULIS :

1939 yılında doğan Yunanlı devrimci , siyaset adamı ,  matematik profesörü ve şair.

Genç yaşta, Yunanistan’daki öğrenci eylemlerine karışmış , daha sonra 1960’ların sonunda başlayan ALBAYLAR cuntası döneminde, Kıbrıs’a gitmiş , burada aldığı bomba eğitimiyle, Albaylar cuntası lideri Papadopoulosa suikast girişiminde bulunmuş ancak başarısız olmuş yakalanmıştır.

Gördüğü onca işkenceye rağmen, gösterdiği direnişle ismi kısa sürede efsaneleşmiş ve çarptırıldığı idam cezası Yunanistan’daki eylemlerle ve uluslararası kamuoyunun baskısıyla müeebbet hapse çevrilmiştir.

1974’te cuntanın devrilmesiyle cezaevinden çıkmış , daha sonra meclise girip milletvekili olmuştur. Ancak hemen akabinde 1976’da bir suikast sonucu öldürülmüştür. Yunanistan’ın halk kahramanlarından olan Panagoulis aynı zamanda yazdığı şiirlerle de tanınmaktadır.

panagoulis-5 

‘Bağışlanmış özgürlük tutsaklıktır..’ – ALEKOS PANAGOULIS

YVES MONTAND……

YvesMontand-1

1921 de İtalyada Ivo Livi adıyla doğar,  doğduğu yıl faşist rejimden kaçan ailesi komünist babası , annesi ve 2 kardesiyle Fransa da Marsilya’ya yerleşir.
8 yaşındayken ailesi fransız vatandaşlıgını elde eder. 11 yaşında bir fabrikada , 14 yaşında ise bir kuaförde calışan ablasının yanında çalışmaya baslar. 
 

Sinema ve Fred Astaire hayranı olan bu genç 1938 de bir teklifi kabul eder ve stand up tarzı bir gösteri yapmaya başlar ve adını Yves Montand olarak değiştirir. Gösterisi çok beğenilir.

YvesMontand-2 
Dans les plaines du far west şarkısıyla çıkış yapar ama savaş patlak verdiğinden dolayı büyük bir ün kazanamaz.

1944’de büyük aşk yaşadıgı Edith Piaf’la tanısır. 1945’te Batling Joe ile ünlenir. 1946’da Piaf tarafından terkedilir. 1949’da tanıştığı Simone Signoret ile 1951’de evlenir.
Henri Georges Clouzot, Alain Resnais, Rene Clement, Costa Gavras gibi önemli yönetmenlerle birlikte çalışır.

 

 

YvesMontand-3 


Savaş ve atom bombası karşıtı bildirgeleri imzalar , önemli bir insan hakları savunucusudur. Albümlerinde CIAO BELLA (ÇAV BELLA) gibi halkların özgürlük marşlarını da seslendirmiştir. Nazım Hikmet’in İngilizceye çevrilmiş şiirlerinden bestelenmiş şarkıları da seslendirmiştir. Fransa’da sağ partilerin yükselişiyle mücadele eder. COSTA GAVRAS’ın yönettiği ‘Z’ filminde abartısız ve mükemmel bir oyun sergilemiştir.

 

Eylul 1985’de 36 yıllık hayat arkadaşı Simone Signoret’yı kaybeder.
1986’da asistanı Carole Amiel’le yeni bir ilişkiye baslar. 31 Aralık 1988’de ilk defa baba olur. 9 ekim 1991’de kalp krizi geçirirek ölür.

 

YvesMontand-4

FORZA LİVORNO……

livorno-6

 

A.S. Livorno Calcio 1915 yılında İtalya’nın Livorno kentinde kurulan futbol kulübü. Serie A’da mücadele etmektedir. Livorno İtalyanın kuzeyinde bir liman şehridir , futbol takımı da ağırlıklı olarak liman işçilerinin takımı olma özelliğindedir . İkinci ligden birinci lige çıktıkları zaman kutlamalarda neofaşist parti bürolarını tahrip eden Livorno taraftarları bütün maçlarında kızıl bayraklar , Che posterleri , orak çekicli bayraklar açıp Çav Bela , Avanti Popolo gibi marşlarla takımlarını desteklemektedirler. Livorno taraftarları, faşist köpek mussolini’nin zamanında desteklediği ve ırkçı eğilimleri bilinen SS Lazio takımından ve sağcı Berlusconi’nin takımı AC Milan’dan nefret ederler. Livorno tribünleri anti-emperyalist, anti-siyonist ve anti-faşist duruşları ile hep ayaktadır. 2007’de İsrail takımı M. Haifa ile yapılan UEFA kupası maçında stadlarını Filistin bayrakları ve Filistin yanlısı pankartlar açarak donatan Livorno taraftarları bir kez daha hep ezilenlerin yanında olduklarını göstermişlerdir.  

‘milan deplasmanına giden livornolular, berlusconi’nin saç ektirdikten sonra tek gözünü eşarpla kapatarak korsan pozu vermesiyle alay etmek için, başörtüleri takmışlardı! irak’ta nasıriye’de ölen 17 italyan askerinin anısına bütün maçlarda saygı duruşunda bulunulurken, livorno kale arkası köşesinden (‘kurva’) ‘on, yüz, bin nasıriye!’ tezahüratı yükselmişti. tepkilerini “bunlar işgalci askerlerdi. italya’da her yıl 1500 kişi iş kazasında ölüyor. onlar için niye devlet töreni düzenlenmiyor?” diye açıkladılar.’- TANIL BORA

İtalya Serie A da mücadele eden Livorno komünistlerin ve işçi hareketinin kalesidir.  LUCARELLI takımın efsanevi futbolcusudur , takımın kızıl yumruğudur. Milyon euroları reddedip kendi takımına imza atan ve ‘MİLYONLARINIZ SİZİN OLSUN’ diye konuşan LUCARELLI gönülleri bir kez daha fethetmiştir. ‘MİLYONLARINIZ SİZİN OLSUN’ adıyla adına bir kitap yazılmıştır.  İtalya Milli takımıyla çıktığı ilk maçta gol atınca formasını çıkarıp altındaki CHE tişörtünü dakikalarca tribünlere gösteren ve bu yüzden uzun süre milli formayı giyemeyen ve kendisine sorulduğunda  ‘Umurumda değil , benim milli takımım LİVORNO’dur. ‘ demiştir. Seri A da Livornoda oynarken gol krallığı yaşamıştır.

lucarelli-2

 

Adana Demirspor’un 2009 – 2010 sezon açılışını 19 Ağustos 2009 da Livorno’yla yapacağı özel maçla gerçekleştireceği söylenmektedir.

livorno-3 

“Leggi Livornine” (Livorno Anayasası)

“hepiniz, hangi ulustan olursanız olun, ‘doğulular, batılılar, ispanyollar, portekizliler, yunanlar, almanlar, italyanlar, türkler, berberiler, ermeniler, persler ve diğerleri’ size temin ederiz ki, bu topraklara tamamen özgür ve her türlü kovuşturmadan uzakta bir şekilde gelmenize, kalmanıza, aileleriniz ile geçiş yapmanıza ve yaşamanıza, geriye dönme zorunluluğu olmaksızın oturmanıza, istediğiniz zaman dönerek pisa kenti ve livorno topraklarında yaşamanıza izin veriyoruz.” – 16. Yüzyıl.

Livorno Anayasası : Hangi ulustan olursa olsun, ister hakkında idam cezası çıkarılmış bir korsan, ister bir hırsız olsun, hiçbir şekilde takibe uğramaksızın Livorno’ya yerleşebilecek, burada ticaret yapabilecek hatta dininin gereklerini yerine getirebilecektir.-16. Yüzyıl.

23……

23 YAŞINDAYDILAR……

Rachel Corrie , 23……

“Başkalarının masumiyet hakkını savunmak için kendi konforlu hayatından kalkarak binlerce kilometre öteye, filistin’e gelerek, evi başlarına yıkılan köylülerin önünde kendi vücudunu siper etmeye kalkışan, orada insanlığın ölmediğini haykıran bir genç kızdı rachel corrie. 23 yaşındaydı.” – LEYLA İPEKÇİ

rachel_corrie-22

 

‘çoğumuz hatta aslında hiçbirimiz, bu kadar duyarlılığa ve cesarete sahip olmadık. içimizde hissettiğimiz acının peşinden gitmedik. durduk. sonuçlarına katlanamazdık çünkü. televizyondan seyretmesi daha kolaydı. gazetelerden okumak da öyle. oturduğumuz yerden bir şeyler karaladık en fazla. öfkelendik, kaleme/klavyeye davrandık… ha, şu anda ben de farklı bir şey mi yapıyorum? hayır… bu durumda seyircilerden biri miyim? evet… insan olmak, en çok böyle durumlarda acı geliyor işte. onurdan çok zulme yakın olup bu olanlara alıştığımız zaman… umursamamaya, gazetede görünce sayfa çevirip televizyonda denk gelince kanal değiştirmeye başladığımız an… orda ölenler biz olmadığımız için mi bu kadar rahatız? yoksa kanıksadığımız için mi? ölen her herde ölüyor, giden hiçbir yerde geri gelmiyor oysa…’ – RACHEL CORRIE

rachel_corrie-3

 

“bu sabahtan sonra kendimi çok daha iyi hissediyorum. oturup uzun uzun, ne kadar büyük kötülüklere muktedir olduğumuzu ilk elden keşfedişimin verdiği düş kırıklığı üstüne yazdım. oysa en ağır koşullarda bile insan kalabilme gücü ve yeteneğini keşfetmekte olduğumu da yazmalıydım, ki bunu daha önce bilmezdim. GALİBA ASLOLAN, ONUR…” – RACHEL CORRIE

 

Carlo Giuliani , 23……

G8 Zirvesi’nin (20.07.2001) ilk gününde Cenova’da meydana gelen çatışmalarda küreselleşme karşıtı Carlo Giuliani polis tarafından başından vurularak öldürüldü. Carlo Giuliani, kendisini öldüren polisin bulunduğu araç tarafından da ezildi. Carlo Giuliani 23 yaşındaydı.

carlo-20

 

“Onun hayatı kısa oldu ama bize çok şey verdi ve vermeye de devam ediyor. Ondan çok şey öğrendim. Dış görünüşe göre karar verilemez. Anladım ki, boyalı tişörtler, yırtık pantolonlar, ayakkabılar ve birbirine karışmış örgülü saçların altında sevgi dolu yürekler var” – CARLO’nun babası……

 

carlo-17

Zatoichi……

zatoichi-1

 

GÖZLERİM  SONUNA  KADAR  AÇIKKEN  BİLE  HİÇBİR  ŞEY  GÖREMİYORUM…… – ZATOICHI

 

zatoichi-2

ZATOICHI :

  • Yapım:2003 ~ Japonya
  • Yönetmen:Takeshi Kitano
  • Senaryo:Takeshi Kitano
  • Senaryo (Kitap):Kan Shimosawa
  • Yapımcı:Jack Maeby,  Tsunehisa Saito,  Masayuki Mori
  • Görüntü Yönetmeni:Katsumi Yanagishima
  • Müzik:Keiichi Suzuki
  • Süre:1 saat 56 dk

zatoichi-4

Can Yücel’den..

Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?

Nereden bileceksin?

Sen benimle hiç olmadın ki.

Can Yücel

Bir varmış……

‘bana bir varmış de
bir varmış bir yokmuş deme
içime dokunuyor.’

CAN YÜCEL

CANYÜCEL-4

 

BULUŞMAK ÜZERE 
Diyelim yağmura tutuldun bir gün  
Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek  
Öbür yanda güneş kendi keyfinde  
Ne de olsa yaz yağmuru  
Pırıl pırıl düşüyor damlalar  
Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın  
Dar attın kendini karşı evin sundurmasına  
İşte o evin kapısında bulacaksın beni  
 
Diyelim için çekti bir sabah vakti  
Erkenceden denize gireyim dedin  
Kulaç attıkça sen  
Patiska çarşaflar gibi yırtılıyor su ortadan  
Ege denizi bu efendi deniz  
Seslenmiyor  
Derken bi de dibe dalayım diyorsun  
İçine doğdu belki de  
İşte çil çil koşuşan balıklar  
Lapinalar gümüşler var ya  
Eylim eylim salınan yosunlar  
Onların arasında bulacaksın beni  
 
Diyelim sapına kadar şair bir herif çıkmış ortaya  
Çakmak çakmak gözleri  
Meydan ya Taksim ya Beyazıt meydanı  
Herkes orda sen de ordasın  
Herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından  
Yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim  
Özgürlüğe mutluluğa doğru  
Her işin başında sevgi diyor  
Gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili  
Bi de başını çeviriyorsun ki  
Yanında ben varım    
Can YÜCEL
 
CANYÜCEL-3

KEMAL ÖZER……

SENİ ANMAKLA ARTIYORUM
korkak değilim umutsuz değilim bundan böyle
değiştirdim sana yaraşmayan günlerimi verdiklerinle
 
sana yaraşmayan ne varsa bir bir çıkarıp attım
yeller esiyor şimdi o büyük karanlığımın yerinde
 
geldin kutsal bildiklerimi yeniden tanımladın
ülkemi bir bakışta bağladın güzelliğine
 
en varılmaz yerlere vardırdın ellerimi
en gizli denizleri açtın gemilerime
 
sensin artık adı bir dönülmezliği çağıran
kelimeleri ölümsüz kılan şiire
 
Kemal ÖZER

 

kelmaozer-1

 

Kemal ÖZER

1935 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Erkek Lisesi’ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden ayrıldı. Gazetelerde ve yayınevlerinde düzeltmenlik ve redaktörlük yaptı. Varlık dergisinde genel yayın yönetmeni olarak çalıştı. Yordam Yayınları’nı kurdu.

Yeni a dergisinin kurucularındandır. Şiir Sanatı adlı aylık bir şiir dergisi çıkardı. İkinci Yeni devinimi içinde başarılı örnekler sundu. Bir suskunluk döneminin ardından, toplumcu bir bakışla güncel olaylara, yaşantılara sevi dolu serüvenlere yaslanan canlı yeni bir şiire yöneldi.

Toplumcu gerçekçi şiirin ustalarından KEMAL ÖZER’i geçen ay 30 Haziran 2009 da 74 yaşında kaybettik.

 

kelmaozer-2

 

YAN YANA İKİ ÜLKE GİBİYİZ SENİNLE
 
Yan yana iki ülke gibiyiz seninle,
ayın önünden geçen bulut
önce seni karanlıkta bırakır sonra beni
senden bana eser, yerine göre,
yerine göre benden sana
şakaklarımızı serinleten rüzgâr.
 
İki kıyı gibiyiz karşılıklı,
hem ayırır bizi hem bağlar birbirimize
aramızda akan ırmak.
İki tarih sayfası gibiyiz art arda
birinde başlayan cümlenin sonu
ötekinde düğümlenir ancak.
 
Geldiği vakit hasat günleri
iki ayrı ağızda aynı anda
beliren bir gülümseme gibiyiz seninle
ve iki ter damlası gibiyiz alnında
elbirliği ile üretilip
kardeşçe bölüşülen bir dünyanın.
Kemal ÖZER

Düşbaz……

düşbaz

 

Düşbaz üniversiteden beri arkadaş olan Kerem Kekeç, Ali Ekber Kayış ve Şenol Topuz tarafından 2008 yılı başında kuruldu. Kurulduğu günden itibaren albüm kayıtlarına başlayan Düşbaz, kendi albümleri GÜZEL GÜNLER (İber Müzik) dışında tv dizileri içinde müzik üretmektedir.

DÜŞBAZ :

Kerem Kekeç: Piano, Akustik Gitar, 12 Telli Gitar, Elektro Gitar, Mandolin, Vokal
Ali Ekber Kayış: Bass Gitar, Perdesiz Gitar, Kontrbass, Çarango, Yaylı Tambur, Sazuki, Vokal
Şenol Topuz: Gitar, Bağlama, Vokal

 

düşbaz.-1jpg

 

DÖNME ARTIK

NE GÖZLERİNDE ARA
NE RÜZGARA SOR BENİ
SOĞUK DUVAR DÖRT BİR YANIM
SARDI HEP SEN GİDELİ
SEVDAN DÜŞTÜ ELLERİME
YAKSADA BEN ATAMAMKİ
GİZLEDİM SENİ YÜREĞİME
ARTIK ÇIKARAMAMKİ

DÖNME ARTIK İSTEMEM
DEĞİLİM BEN ESKİ BEN
KURUMUŞ BİR AĞACA
CAN GELİRMİ SU VERSEM

SÖZ: HANDAN SON
MÜZİK: ALİ EKBER KAYIŞ

Mithat Çınar anısına……

mithatcinar-2

 

PEÇORİN : Bizler çoğu kez duyguların aldanışını , aklın tutarsızlıklarını inanç olarak tanımlarız. Ben her şeyde kuşkuyu severim. Bu eğilim karakterimin güvenli olmasına engel değildir… Aksine beni ilerde nasıl bir olayın beklediğini bildiğim zaman daima büyük bir cesaretle ileri atılırım. Ölümden daha kötü bir şey gelmez başıma. Ondan kaçmaksa elde değildir…… Zamanımızın bir Kahramanı –  LERMONTOV

 

mithatcinar-1

Mithat Çınar (1962-2009)

Ben erken başladım , erken bitireceğim,

Ve biliyorum çok az şey başaracak olduğumu ;

Ruhumu bir okyanus gibi hissetmedeyim

Kırık umutların yüküyle dolu.

 

Kim ulaşabilir haşin okyanusa

Gizlerine onun ? Ve kim

İletecek düşüncelerimi kalabalıklara ?

Ya tanrıyım ben , ya hiç kimseyim !

LERMONTOV

 

lermontov

Mihail Yuryeviç Lermontov (15 Ekim 1814 – 27 Temmuz 1841) 

 

Ziggy Marley’in şarkısındaki gibi adalet hala tek sözcüklü bir dua değil mi ? Tarih baştan başa gerçekleşmesi beklenilen , yitirilen ve yeniden yeşeren ümitlerden ibaret.’

JOHN BERGER – Kıymetini Bil Her şeyin

lermontov.-1jpg