Archive for Temmuz, 2013

Şiir, şair, şuur.

Yeniden İsmet Özel diyelim. Öncelikle okuduğumuzu anlamakta pek meşhuruz. İsmet Özel şiiri bırakıyorum dediğinde artık şiir yazmayacağım demiyor, şiir yazacağım ama yayımlamayacağım diyor. Müsveddelerden bahsediyor. Eğer son yazdıklarına tekrar bakacak olursak bunu net olarak görebiliriz. İkincisi, sürekli bir Teoman örneği ile al birini vur ötekine ‘akıl kestirmesi’ yapılıyor. Müziği bırakıyorum dedi ama bırakmadı. Buradan ne çıkartmalıyız. Geri dönüş yaptığı zaman İsmet Özel’in kulağını mı çekeceksiniz?

Daha önceden de yazdığım gibi şiir bırakılamaz, son nefesine kadar elde kağıt kalem yazma anlamına gelen bir disiplin değildir. Ha bunun örnekleri mevcut Cemal Süreya, Rıfat Ilgaz ve en başında yazının kan kardeşi, kendini kestikten sonra “ameliyatımı icra ettim” diye not düşen Beşir Fuad’tır. Örnekler dünya çapında çoğaltılabilir. Fakat bilinç denen olgu öğretilebilir ve bu defalarca uygulandığında -ölene kadar yazmak- doğruymuş gibi algılanma olasılığı yüksektir. Günümüzde de bunu yaşıyoruz. Hüseyin Alemdar, İsmet Özel’i eleştirirken diyor ki; şiir şairini döver. Burada anlatılmak istenen elbette, şiirin daha iyi yazılabilmesi için türlü çeşitli badirelerden geçilmesinin gerektiğidir. Fakat şair şiiri bırakamaz, bize; bizden öncekilerin kulağımıza fısıldadıkları yani öğretilmiş bilincin eseridir. Yeri geldiğinde şairliğe işçilik gibi bakan bizlerin emeklilik hakkımızın olmadığının savunusudur da.

Şiir neden bırakılmalıdır?

Açık olan şudur. Roman yazarı yanına kamyon yükü cephane/kelime alırken şair sadece şarjörünü dolduracak kadar mermi alır. Tekrara düşme olasılığı diğer disiplinlere göre daha fazladır. Bir yazdığını tekrar yazabilir. Okuduklarının benzerini kağıda geçebilir ve hatta bunu yayınlayabilir. Bu kelime darlığından değil, şiirin ‘draje’ bir dal olmasındandır. Anlaşılmama kaygısından bahseden İsmet Özel şiirlerini yayımlamamak yerine dağınık aklını toparlayabilse bizim gibi gençler açısından çok daha faydası olacaktır. Kaldı ki, uzun zamandır yenilerini okuyamıyoruz ki! Televizyonlardan İsmet Özel izleyip birbirimize, ‘biz seni böyle bilmiyorduk’ diyoruz. Tekrar şiirlerine dönüyoruz. İsmet Özel o kadar çok konuşan ve aynı konudan dem vuran var ki, sizin susmanız emin olun her şey için herkes için en hayırlısı.

Papyrus’ (İnan)