“Olsa, başlangıçlar sona kalsa”

edip--11

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

SONA KALSA

 

Usul usul konuşuyorlar aralarında 

Denize bakıyorlar bazen – çatalını gezdiriyor biri tabağında – 

Gölgesi bir kuş ölüsü 

Karşıda yeni budanmış ağacın 

– Olsa, başlangıçlar sona kalsa – 

Kolyesiyle oynuyor kadın – tabağımda soyulmuş elma –

 

Saatime bakıyorum sık sık  

Kapıyı gözlüyorum arada 

Biraz soğuk mu geliyor ne – kapatır mısın – 

Sinirli bir kırmızılık suya batıyor 

Düşünüyorum, ansızın bir dost yüzü 

Görmemiştim de yıllarca.

 

Gelse 

Değişmiş çok, yaşlanmış da 

Sigaramı yakıyor durmadan 

İstemem diyemiyorum – ama yakmasa – 

Konuşuyoruz -konuşuyor muyuz – 

Yazmayı bırakmış çoktan 

Gerçi bir roman taslağı varmış kafasında 

“Bir elimde elma elmada bir el” 

Diyorum 

Hayretle bakıyor yüzüme 

Bir bardak bira içiyor, çekip gidiyor az sonra.

 

Kadranı kırmızı saat  

Plasterle tutturulmuş kırık cam 

Şurda burda plastik çiçekler 

Evet, aralık kapıdan soğuk geliyor 

Tam kalbimin üzerine bu akşam. 

 

Ölüm  

Sen en güzelsin bu saatlerde 

Büyütmüş yetiştirmişsin beni 

Söyler miyim hiç sana hayran olmasam. 

Bugün de ince, bugün de kırıldı kırılacak 

Bugün de 

Tam nerede kalmışsam.

 

EDİP CANSEVER

 

“Olsa, başlangıçlar sona kalsa”, oradan başlayalım. Burada belirli bir kadınla erkek usul usul konuşuyorlar. Konuştukları aşk sözleri olabilir. Genellikle güzel saydığımız başlangıçlar yavaş yavaş eskir, bir ‘son’a gider. Son hiçbir zaman başlangıç gibi güzel değildir. Başlangıç her sondan güzel olduğu için orada bir dilek var. Başlangıçlar sona kalsa acaba nasıl olur? Daha güzel olur mu diye bir dilek. Bu bizim günlük yaşamımızda her zaman vardır. Örneğin kendini düşün, çok sevdiğin bir şeyi yiyorsun, en iyi parçayı sona bırakmak ister insan. Çocuklar gazoz içerken, bilmem dikkat ettin mi, bir yudum alırlar sonra kaldırıp bakarlar, bir yudum daha alırlar bakarlar. Hep başlangıcı koruma isteğidir bu. İnsanlarda böyle bir duygu var. Bu da bir ilişkidir. Başlangıç iyi bir ilişki olduğu için o başlangıç sona kalsa sanırım daha güzel bir şey olacak. Bu bir istek olarak ele alınabilir.

 

EDİP CANSEVER

(EDİP CANSEVER’LE YAŞAMI BESLEYEN ÖLÜM ÜSTÜNE, Adnan Benk, Nuran Kutlu, Tahsin Yücel, Çağdaş Eleştiri, Haziran 1982…)

 

‘GÜL DÖNÜYOR AVUCUMDA’, EDİP CANSEVER, ADAM Yayınları, Mayıs 1987, 245 Sayfa…

Comments are closed.