bir tony kaye filmi ‘detachment..’

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

“uzun zamandır sinema yazmıyordum.. her zamanki gibi çok film izliyorum fakat yazma fırsatım olmuyor bir türlü.. ama bu sefer yazmak zorunda hissediyorum atlanmaması gereken ‘detachment’ filminin herkesçe izlenmesi için..

son günlerde ülkemizde eğitim sistemiyle ilgili yapılmak istenen değişikliklerle ilgili tartışmaların, kavgaların sıcağında da mutlaka izlenmesi gereken bir film ‘detachment..’

futbol taktiklerinden beter (1+8+4, 4+4+4 vs.) eğitim sistemi tartışmaları zaten yaz boz tahtasına dönmüş eğitim sistemini belirsiz ufuklara doğru götürüyorken ‘american history x’ filminden tanıdığımız yönetmen ‘tony kaye’nin son uzun metrajlı filmiyle daha anlamlı hale geliyor bu abuk sabuk değişiklikler ve tartışmalar..

‘aile kurumu’ ile ‘mecburi eğitim sistemine’ olan nefretim ve karşı duruşumu tasdik eder eleştirel bir film ‘detachment..’

‘american history x’ filminden sonra çektiği filmlerde aynı başarıyı yakalayamayan ‘tony kaye’ bu filmiyle muhteşem bir dönüş yapıyor sinema dünyasına..

ülkemizde gösterime girmesi pek mümkün görünmeyen bu filmi ne yapın edin bence izleyin.. ‘pek sevgili’ festival programlarında yer alıyor mu onu bilmiyorum fakat festival programında varsa biletleri hemen kapın derim..

film albert camus’nun ‘ve aynı anda hiç bu kadar şeyi bir arada ve derinden hissetmemiştim.. kendimi gelecekten ve dünyadan alıkoydum’ sözüyle açılıyor..

‘detachment’ eğitim sistemlerine genel bir bakış açısı sunmuyor, en derin ayrıntılarına girerek eğitimi, öğrencileri, öğretmenleri, velileri ve sistemleri sorguluyor acımasızca..

filmin karamsar ve karanlık havası dışında, ‘tony kaye’nin siyah beyaz görüntüleri yer yer kullanması, yer yer de amatör el kamerası çekimleriyle belgesel bir hava ve bir çürümüşlük hissiyatı katıyor filmine..

oyuncular filmde çok başarılıydı.. en başta ‘piyanist’ten tanıdığımız usta oyuncu ‘adrien broody’nun muhteşem performansı olmak üzere tüm oyuncular döktürmüştü filmde.. ‘adrien brody’den sonra ‘sami gayle’ ve ‘betyy kaye’yi çok beğendim filmde.. onlar dışındaki herkes de muhteşem oynamışlardı. ama ‘adrien’ ve ‘sami’yi ayrı bir yere koyuyorum, hayran kaldım onlara.. yaşayarak oynamak denir bunlara.. bu oyunculukların muhteşem olmasında tabi ki usta yönetmen ‘tony kaye’nin katkısı en üst düzeyde..

filmin kurgusu da mükemmel.. geçmiş zaman görüntüleri ile şimdiki zaman görüntülerinin üstü üste bindirilmeleri hayran kalınan bir çalışma ortaya çıkarmış.. tabi bu arada senaryonun kusursuzluğunu ve filmin tamamı boyunca arkadan gelen müzikleri de unutmamak lazım.. ‘the newton brothers’ imzalı filmin müzikleri filmin etkileyiciliğini daha da yukarılara çıkarıyor.. filmin başında ve içinde yer yer kullanılan animasyonlar da filmin görselliğine ayrı bir renk katmış..

filmin konusuna gelince, ‘henry barthes’ (adrien brody) bir vekil öğretmendir.. ihtiyaç olan okullara geçici görevlerle gider.. idealist bir öğretmendir.. eğitim sistemini kendince değiştirmeye çalışır.. son gittiği okul ise kapatılması düşünülen bir okuldur.. okul müdüresi bunun olmaması için çabalamaktadır.. ‘henry barthes’ geldiği yeni okulda da öğrencileri eğitip dönüştürmeye çalışır..

öğrencileriyle birebir ilgilenir, sıkılmaz, çekinmez bundan.. hatta başka öğretmenlerce bazen yanlış anlaşılır..

okul dışında sokaktaki zor durumdaki insanlara da elini uzatır, yardım etmeye çalışır.. acı çeken insanları görünce hiç çekinmeden ulu orta yerde onlar için ağlar ve yardım etmeye çalışır..

amerikan yaşam biçiminin insanları getirdiği noktaları, kapitalist sistemin açmazlarını çok iyi gören ‘henry barthes’ korkusuzca bu konuların üzerine gider..

geçim derdindeki insanların kişilikleri dışında kendilerini, etlerini dahi satmalarını insanlığına yediremez ‘henry..’

adeta bir peygamber gibidir film boyunca..

sistemle ve sorunlarla boğuşurken kendi özel hayatında yaşadığı sorunlarla da hesaplaşır.. özellikle kendisi küçük bir çocukken ölen annesinin ölümünü devamlı hatırlayarak geçmişe döner ve bir bakımevinde kalan dedesiyle bu ölüm nedeniyle hesaplaşmalara girer..

hayatında bir kadın olmayan ‘henry’ duygusal birlikteliklere adeta kendisini kapamıştır.. ancak yeni geldiği okulda öğretmen ‘sarah’a karşı bir ilgi duyar, karşılıksız da kalmaz.. fakat bu arada sokaklarda fahişelik yaparak geçimini yapan ‘erica’yı (sami gayle) bu hayattan kurtarmak için geçici süre evine alan ‘henry’e ‘erica’ da ilgi duymaya başlar, bir süre sonra bu ilgi karşılıksız bir aşka dönüşür.. lise çağındaki ‘erica’ın aşkına karşılık vermez ‘henry..’ okulda da ilgi gösterdiği ve sorunlarıyla ilgilendiği ‘meredith’ ‘henry’e ilgi duymaya başlar.. bu ilgi de karşılıksız bir aşka dönüşmekle beraber ‘henry’ ne yapacağını şaşırır.. olaylar değişik yönlerde gelişmeye devam eder..

yukarıda da dediğim gibi ‘tony kaye’ ‘american history x’ten sonra pek ses getiremediği filmlerinin ardından muhteşem bir dönüş yapıyor sinema dünyasına.. gittiği festivallerden de bol ödülle dönen ‘detachment’ 2012’de epey ses getireceğe benzer..

bu filmi kaçırmayın mutlaka izleyin derim..”

 

Crockett..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

‘detachment..’

 

yönetmen : tony kaye

senaryo :  carl lund

süre: 97 dakika

müzik : ‘the newton brothers’

oyuncular :

 

adrien brody – henry barthes

marcia gay harden – carol dearden

james caan – charles seaboldt

christina hendricks – sarah madison

lucy liu – dr. doris parker

blythe danner  – perkins

tim blake nelson – wiatt

william petersen -sarge kepler

bryan cranston  – dearden

sami gayle  – erica

betty kaye  –  meredith

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

(tony kaye..)

Comments are closed.