‘şiirsellik peşinde koşma.. şiirsellik kendiliğinden, bağlantılardan içeri sızar..’ – ROBERT BRESSON

 

 

 

 

 

 

 

 

 

‘hiçbir insan gözünün yakalayamadığı , hiçbir kalemin, fırçanın kaydedemediği şeyi kameran, ne olduğunu bilmeden yakalar ve bir makinenin titiz kayıtsızlığıyla kaydeder..’

ROBERT BRESSON..

 

gerçek..

akla ulaşan gerçek çoktan gerçek olmaktan çıkmıştır.. fazla düşünen, fazla zeki gözlerimiz..

iki tür gerçek vardır : 1- kameranın olduğu gibi kaydettiği kaba gerçek, 2- belleğimizin ve yanlış hesapların çarpıttığı, gerçek adını verdiğimiz gerçek..

sorun.. gördüğün şeyi, senin onu gördüğün gibi görmeyen bir makine aracılığıyla göstermek.

( ve duyduğun şeyi, senin onu duyduğun gibi duymayan bir makine aracılığıyla duyurmak..)

kendini kontrol etmeden yapılan şey, modellerinin aktif (kimyasal) ilkesi..

tam yerinde bağlantıların olması ucuz görüntülerin ortaya çıkmasını engeller.. bağlantılar ne kadar yeniyse, güzellik duygusu da o kadar canlı olur..

sağduyu sahibi olmak (algılamada kesinlik..)

 

müzik üzerine..

müzik eşlik etmek, desteklemek ya da güçlendirmek için kullanılmamalı.. hiç müzik kullanılmamalı.. (tabii, gözle görülen aletlerin çaldığı müzik hariç..)

sesler müziğe dönüşmeli..

çekim.. beklenmedik şeylerin hepsini, sen gizlice bekliyor olmalısın.

hemen altını kaz. başka yerlere yönelme.. nesnelerin altında, daha da altında yatan şey..

hareketsizlik ve sessizlikte aktarılabilecek her şeyi en sonuna kadar kullandığından emin ol.

modellerinde, tuhaflıkları ve bilinemezlikleriyle var olduklarının kanıtını bul.

güzel film, kafanda sinematograf hakkında yüce düşünceler uyandıran filmdir..

görüntünün mutlak değeri yoktur. görüntülerle seslerin gücü ve değeri senin onları nasıl kullandığına bağlıdır.

model. sorguya çekilir (ona yaptırdığın hareketlerle, söylettiğin sözlerle).. yanıtı (yanıt vermeyi reddetmemişse) senin çoğu zaman fark etmediğin ancak kameranın kaydettiği yanıttır. senin sonradan inceleyeceğin yanıt.

hakiki ve sahte üzerine..

hakikiyle sahtenin karışımı, sahteyi verir (fotoğrafa alınmış tiyatro ya da sinema).. sahte katıksız olduğunda, hakikiyi verebilir (tiyatro)..

hakikiyle sahtenin karışımında, hakiki sahteyi öne çıkarır, sahte hakikiye inanmamızı engeller.. hakiki bir fırtınaya yakalanmış, hakiki bir geminin güvertesinde, batmaktan korkuyormuş gibi yapan bir oyuncu gördüğümüzde, ne oyuncuya inanırız, ne gemiye, ne de fırtınaya..”

ROBERT BRESSON..

‘SİNEMATOGRAF ÜZERİNE NOTLAR..’,  ROBERT BRESSON, Çeviri : NİLÜFER GÜNGÖRMÜŞ, NİSAN Yayınları, Şubat 1992, 125 Sayfa..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Comments are closed.