SAKLI YÜZLER

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ilk izlediğimde mesafeli durduğum sonrasında tahlil ettikçe ve tekrar baktıkça benimsediğim Haneke’nin Cache’sini izledim. Malum tarzının dışına çıkmadığından şaşırtmayan rahatsız edici bir çalışma olmuş yine.

İzlemeye başladığım ilk dakikalarda başlıyor bir gerilim ardından da sorgulama duygusu. Kim tarafından gönderildiği muallak olan bir kasetle başlıyor jenerik. Yaşadıkları sokağın görüntülerinden açılan kaset ilk etapta pek bir rahatsızlık vermese de devamında gelen kasetler adrese, kişiye geldiğini daha bir açık ifade ediyor.Bunların izinde bizde kahraman Georges ile doğru kişiye biraz daha yaklaşıyoruz ya da sanıyoruz. Seyirci olarak biz olaylara dahil olmaktan çok Haneke’nin uygun gördüğü edilgen konumda takip ediyoruz herdaim. Sonuçta; Giriş- İlerleme ve Doruk noktası ekseninden uzakta ucunu açık bırakarak bitiriyor filmini Haneke. Sonuna kadar da merak duygunuza oynuyor. Burjuvazi’nin televizyondaki savaş haberlerine duyarsızlığın, düzenini alt üst edecek olana karşı acımasızca tavrını, çağdaş, eğitimli konumdaki insanların Saklı ırkçılığı ve nefret duygusunu, Cezayir-Fransa ilişkilerinin gerilimini, bizden olmayanı tehdit unsuru olarak görme halini filmin altyazısı olarak okuyabiliriz.

Ödüller ne tarz bir çağrışım yapar sizin bünyenizde bilemiyorum ama; hakkıyla aldığını düşündüğüm birkaçını eklemek boynumun borcu;

2006 SİYAD En İyi Film

2005 Cannes En İyi Yönetmen

‘HERDEM’

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Comments are closed.