‘birdy’

sinema festivallerinin ardı ardına sıralandığı şu tarihlerde bir çeltik atıp sağlam bir tiyatro oyunu notlamak istiyorum ;

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

çatışmaların, kan ve vahşet sahnelerinin şiddetine gerek duymadan; savaşın tüm dehşetini iki gencin öyküsü üzerinde anlatan birdy sezonu kapatmak için gün saydığımız şu günlerde görülmeye değer bir devlet tiyatrosu oyunu.

savaştan önce ve savaştan sonra diye ikiye ayrılan, ama sadece savaşın etkileri üzerinden, müthiş bir savaş eleştirisi yapan birdy’in oyun uyarlaması da bir çok beklentiye cevap verecek nitelikte. savaş yıkımını ve öteki olmak konusunu işleyen oyunlar arasında çıtayı yüksek tuttuğunu düşündüğüm birdy, william wharton’un 1978 yılında kaleme aldığı aynı adlı kitabından bir uyarlama. bu romanın sinema versiyonu da alan parker’a 1985 yılında “cannes film festivali”nde “en iyi yönetmen” adaylığı ve “büyük jüri ödülünü” getirdi.

eleştirmenlerin “muazzam bir özgünlük ve hayalgücü” diye nitelendirdikleri çalışma dünyanın bir çok ülkesinde sahneleniyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

genç oyuncuların takdire şayan performanslarını tuttuğum hafızamda altını çizdiğim birkaç şeyi yazıma da aktarmak isterim;

“birdy: demek istediğim biz gerçekten deliyiz. çünkü yaşadıklarımızın nedensiz ve anlamsız olduğunu kabul edemiyoruz.”

”düşünebildiğimiz için uygarlık denen bu kafesi inşa ettik. şimdi bu kafesten kurtulmak için düşünmek zorundayız.”

 

 

 

 

 

 

 

oyunla ilgili sarfedecek çok söz var ama tavsiyem şudur; şu an üsküdar tekel sahnesinde görülebilecek oyunu izlemek için hala vaktinizin olduğu…

‘HERDEM’

Comments are closed.