‘anlamak.. anlamak ölmemektir..’ – AUGUSTE RODIN

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

‘bununla birlikte , gerçekliği sürekli , titizlikle , hep daha derinleşerek gözlemlemeye katlanmadıkça hiç kimse hiçbir şey yapamaz.. – senin ‘ideal’ olduğunu söyleyen insanlar var.. bu sözcük eğer anlamdan yoksun değilse , ahmakça bir şeyi ifade ediyordur.. ideal ! hayal ! oysa doğanın gerçeklikleri en ihtiraslı hayallerimizden de üstün.. düşüncelerimiz , doğanın algılanmaz bir noktası olmaktan ibaret.. parça bütünü kucaklamıyor , ona hükmetmiyor..

 insan yaratmaktan , icat etmekten aciz bir varlık.. tek yapabileceği şey bütün uysallığıyla , bütün aşkıyla doğaya yaklaşmak.. zaten o da insanın bakışından kurtulmaya çalışmıyor : insanın tek yapması gereken bakmak , çünkü doğa bakmasına izin verecektir ve insan , sabrettiği ölçüde anlamayı başaracaktır , – tek yapabileceği bu.. onun payına düşen şey yeterince güzel.. doğanın elinden yaşamı kapan prometheus’un payına düşenle aynı ; milos venüsü’nde hayran olduğumuz yaşamı ele geçiren..

 sebatla yapılan bir incelemenin yerini hiçbir şey tutamaz.. yaşamın gizi , kendini yalnızca ona teslim eder.. yaşamı anlamak istiyorsanız sabırla , tutkuyla kendi yaşamınızı koyun ortaya.. eğer onu anlamayı başarırsanız siz kazançlı çıkarsınız.. sonsuza dek sevinç çemberinde kalırsınız.. anlamak , görmek , – gerçekten görmek.. anlamanın verdiği mutluluktan bir nebze olsun kuşku duysaydık , ne kadar meşakkatli ve ne kadar uzun olursa olsun göstermemiz gereken gayret karşısında , kaçınılmaz öğrenme çabası karşısında geri çekilir miydik..

 anlamak.. anlamak ölmemektir..’

 AUGUSTE RODIN , ‘Venüs – Milos Venüsü..’ , L’art Et Les Artistes , Mart 1914..

  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

‘yaşamı , yaşamın içinde aramak gerekir.. yalnızca yaşam güzel olmaya layıktır ; onu ne rüyalarda görebilirsiniz , ne imgeleminizde , ne de yanılsamalarda ; bazı okulların benimsediği tarafgirliklerde de bulamazsınız onu ; çünkü bu okullar , önceden tasarlanmış bir düşünceden doğan yanıltıcı kararların ve önyargıların peşinden sürüklenerek yaşamın bazı görünümlerini kabullenmekle yetiniyorlar ve bu görünümlerin , kendi dayattıkları biçimlerde dile getirilmesini istiyorlar..

 sanat alanında verilebilecek tek eğitim doğayı görmeyi , onun göstergelerini gözlemlemeyi , bu göstergeleri karşılaştırmayı ve onlar arasında bağ kurmayı öğreten eğitimdir..

 doğanın göstergelerini saptayıp ortaya koyan başyapıtlar , yalnızca sanatçıda hayranlık uyandırıp onu neşelendirmekle kalmazlar ; bu başyapıtlar sayesinde sanatçının arayışları doğaya yönelir ; tıpkı , kendinden önceki büyük sanatçılarda olduğu gibi..’

 AUGUSTE RODIN

 ‘DÜŞÜNCE KIVILCIMLARI..’ , AUGUSTE RODIN , Çeviri : AYŞEGÜL SÖNMEZAY , ALKIM Yayınları , 230 Sayfa , Ağustos 2006..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Comments are closed.