‘sonsuzluğun dudağında mavi bir uçuktur gök..’ – ERDAL ALOVA

YANILGI

yetişmez gülüşlerin sarılışı

ne de anlayışın

adımlardan bir çizgi olduğu yaşamın

yetişmez anlatmaya sesinin kırılışını

gözlerinin parçalanışını

alışmadıkları bir soğuktan.

gün bir ağartıyla karşılar pencerenden

seyreder gövdeni alaycı serinliğiyle

der : ‘her şey yeniden başlayacak , yeniden

sen dokunuşlarını getir doğmamış aşkların

ben yayayım çıplaklığımda geçmiş zamanı.’

ve gürültüsü sarar çevreni seslerin , gölgelerin

alırlar seni uzayan bir yorgunluğa

bırakırlar büyüyen ayçasına gecelerin.

 

sanırsın kimse görmedi ayla başbaşa kalırken

bilmediler ince bir camdan yapıldığını

gülüşlerin..

çünkü kimseler geçemedi dişlerinden öteye

dediler : ‘bu gökyüzü bize yeter!’

ama ben , kargınmış çocuğu düşlerin ,

sanrıların

geometri bozguncusu , büyücüsü kokuların

dinlerim taşların altında yatan yüreğimle

gövdenin kıvrımlarını , titreşen sokakları

giyerim lacivert geceden gömleğimi

derim : ‘ey kent , gel dans edelim seninle!’

paylaşırım seni akışan bir çığıltıda

sanırsın kimse görmedi

gözyaşın bıçaklanırken

paylaşırım , en güzel sesleri vermek için sana.

ERDAL ALOVA..

TERSİNMELER

her dağ

bir gün açıklar

sürgün bir deniz olduğunu

 

cam sıkılınca kendinden

kum dilinde konuşur

 

gece

bir çakıltaşı operasıdır

kurbağaların söylediği

 

sonsuzluğun dudağında

mavi bir uçuktur gök

 

kızılcıklar

o yanık yağmurlar

 

her ırmak

açıklar bir gün

yüzünü hiç görmediğini

 

ve sırayla

döneriz yaban yanımıza.

ERDAL ALOVA..

Kırık Tabletler (Seçme Şiirler ,2001,1973) , Alkım Yayınları , Mayıs 2004..

Comments are closed.