‘senin aynanın karşısına – ayna koyuyorum – senden sonsuzluk yaratayım diye..’ – AHMED ŞAMLU

AYDA’YA DÖRT ŞARKI.. 

I

AYLAK ADAMIN ŞARKISI

şu yol kıvrımında

kavurucu bekleyişte

bir gölgelik yapmalıyım ağaç ve taştan.

çünkü nihayet

umut

gecikmiş bir seferden dönüyor geri.

öyle bir zamanda ki

yazık!

ne başımda bir dam

ne ayağımın altında

bir kilim

 

kavrulmasın güneşten diye

bir testi yok

su vermek için

ve yorgunluk atacak

bir yastık yok

oturmam için

 

dört gözle beklediğim yolcu

çıkagelecek apansız.

ey tüm umutlar

şu damı çatmakta

güç verin bana!

 

(-ordibehişt mayıs 1963-)

II

BİR DOSTUN ŞARKISI

kimsin sen ki

böyle

güvenip

söylüyorum

adımı sana;

 

evimin anahtarını

koyuyorum avucuna;

mutluluk ekmeğimi

paylaşıyorum seninle

ve yanına çöküp

dizinde

böylesine huzurlu

dalıyorum uykuya? 

III

hangi iblis

vesvese veriyor sana

böyle

hayır demek için?

yok, bir melekse

hangi şeytanın tuzağından

haberdar ediyor

böyle?

 

bir kuşku mu var?

yoksa

gurbet için bir dostun yurduna

indiğin

son ayak seslerin mi?

(-ordibehişt mayıs 1963-)

AHMED ŞAMLU

Türkçesi : Prof. Dr. Mehmet Kanar

AYNA BAHÇESİ..

elimde fener

karşımda fener:

karanlığa karşı savaşa gidiyorum.

yorgunluk beşikleri

gelip gitmelerin çekişmesinden

duraksamışlar

ve derinliklerden bir güneş

küllenmiş evrenleri

aydınlatıyor.

 

yıldırımın asi haykırışı

sabırsız bulutun rahminde

döllendiği an

ve üzüm ağacının suskun acısı

ufak koruğun

uzun sarmalın sonunda

filizlendiği an

bütün haykırışım

acılardan kaçmaktı.

çünkü ben,

en korkunç gecelerde

güneşi

umutsuz dualarımla istemiştim.

 

güneşlerden geldin

seherlerden.

ipeklerden ve

aynalardandın sen.

 

tanrının ve ateşin olmadığı boşlukta

bakışını ve güvenini istemiştim

umutsuz bir duada.

iki ölüm arasında

iki yalnızlığın boşluğunda

ciddi bir akış.

(işte senin bakışın ve güvenin böyledir!)

 

senin sevincin

acımasız ve ulu

boş ellerimde nefesin

şarkı ve yeşillik.

 

kalkıyorum!

elimde fener

gönlümde fener

ruhumun pasını saydamlaştırıyorum

senin aynanın karşısına

ayna koyuyorum

senden sonsuzluk yaratayım diye.

AHMED ŞAMLU

Türkçesi : Zahra Demirci , Sobhi Babek

AĞIT*..

seni aramakta
dağların eteğinde ağlıyorum,
denizin ve otların eşiğinde

seni aramakta
rüzgârın geçidinde ağlıyorum
mevsimlerin dört yolunda,
bulutlu gökyüzünü çevreleyen
şu kırık camın önünde

resmin bekleyişinde
şu boş defter
ne zamana dek
ne zamana dek
yaprakları çevrilecek?
(…)

adın gökyüzünün alnından geçen seherdir**
(…)

ve biz hâlâ
tekrarlıyoruz
geceyi
gündüzü
henüzü…

* füruğ ferruzad için, onun ölümü üzerine
**füruğ, seher vakti güneş doğmadan önce gökyüzünün ışığına denilir.

AHMED ŞAMLU

Türkçesi : Zahra Demirci , Sobhi Babek

AHMED ŞAMLU..

ahmed şamlu 12 aralık 1925 ‘te tahran’da doğdu.. edebiyatın birçok alanında eserler verdi.. yirminci yüzyıl iran fars şiirinin en büyüğü kabul edilen ahmed şamlu lise yıllarında siyasi faaliyetlerinden dolayı dört yıl tutuklu kaldı.. dostoyevski’nin çar döneminde yaşadıklarını 1946’da ahmed şamlu da yaşadı.. idam mangasının önüne çıkarılan ahmed şamlu son anda hükümetin affıyla serbest bırakıldı.. yeni söz , pencere , bamshad dergilerini çıkaran ahmed şamlu bir dönem iran dışişleri bakanlığında yurt dışı temsilcisi olarak görev yaptı.. 1990’lı yıllarda hükümetin baskı ve sansürlerine karşı çıkan bir dilekçeye imza koyduğu için eserleri yasaklandı.. tahran’ın dışındaki bir köye sürülen ahmed şamlu burada şekere bağlı uzun süren bir rahatsızlık sonucu hayatını 2000 yılında kaybetti.. ahmed şamlu şiirin yanında öykü , roman , oyun yazarlığı ve eleştiri dalında eserler verdi..

Comments are closed.