İki film birden : ‘NUNTA MUTA’ , ‘ATTACK ON LENINGRAD..’

İki film birden : ‘NUNTA MUTA’ , ‘ATTACK ON LENINGRAD..’

 

hep diyorlar ya ‘be kardeşim beğenmediğin bir film de yok senin..’ ben de bugün beğenmediğim iki filme öpücükler yollayıp eleştirmek istiyorum.. müsadenizle.. 

sosyalizm öldü.. komünizm rüyası bitti. ama hala derdiniz ne bu ikisiyle anlamıyorum..

son hafta izlediğim filmlerden ikisi hala bu iki ‘kötü’ sistem , ideoloji vs. hakkında hala kötü şeyler söylemeye devam etmişler.. en kötü insanların , en kötü şeylerin bu iki kelimeye inananlar arasından çıktığını ispatlamaya çalışırcasına vermiş veriştirmişler filmlerde.. bu filmlerden birisi romanya yapımı ‘nunta muta’ , diğeri rusya yapımı ‘attack on leningrad’..

‘nunta muta’nın yönetmeni horatiu malaele , romanya yapımı.. romanya’da bir köyde geçiyor.. çok eğlenceli başlayıp devam eden , ancak filmin içinde acımasızca sosyalizme , komünizme inanan ve gönül verenlerle dalga geçen , iftira atan bir film.. eğlenceli anlatımıyla size bir emir kustirica tadı veriyor.. ama o güzel , eğlenceli anlatımın içinde verip veriştiriyor sosyalizme , komünizme.. ‘la gardaşım öldü bitti bunlar hala derdiniz ne’.. eski tarih müzesine gömüldü gitti yahu bunlar endişelenmeyin..

 

‘nunta muta’ çok güzel bir film olabilirdi o eğlenceli anlatımıyla.. 

ama en acı sahnede , en acı şekilde köyün delisi olarak görülen köyün en güzel kızına ‘orak çekiç’in , bir sistemin tecavüz ettiğini , yani bir sovyet askerinin tecavüz ettiğini , ölen kızın avucundaki rozetten bilincimize çakan film her şeyi sıfırlıyor o noktada..

 

ya kardeşim tamam kötü , çirkin insanlar yok mudur bu ‘geberen’ sistemde , ve bu sisteme inanlar arasında.. vardır elbette.. her sistemde , her kurumda , her millette , her ülkede , her meslekte vs vs vs olabileceği gibi.. ama sen tutup ‘stalin’ kültünü , putunu eleştireceğim diye ‘orak çekiçi’ , bir sistemi , bir ideolojiyi , bir ütopyayı , bir tarihi  lekelemeye çalışırsan (dikkatinizi çekerim sorgulama değil amaç..) o zaman ben de kalkarım bu filmleri en acımasız şekilde eleştiririm..

 

oysa ‘nunta muta’ o kadar sağlam bir film ki yazık etmişler filme.. yanlış anlaşılmasın ben sonuna kadar varım sovyetler birliği , sosyalizm vs eleştirilerine.. en sert şekilde eleştiririm , dalga da geçerim her şeyle.. sonuçta asıl olan insandır.. ama sen gelip de insanlık tarihinin en yüce ütopyasının somutlaşmış simgelerinden orak çekice iftira atarsan eleştireceğim diye ve en aşağılık insanlık suçunun müsebbibi olarak ‘orak çekiç’i koyarsan ortaya , ben de art niyet ararım her saniyesinde ve o filmi en ağır şekilde yerin dibine sokarım.. 

staline ver veriştir , boğ onu en acımasız şekilde , sosyalizmi vs sistemleri eleştir en ağır şekilde..  ama en temiz bir ütopyanın somutlaşmış bir simgesini o pislik suçun sorumlusu olarak insanların gözüne sokarsan o filmin ancak olur bir paçavra..

 

efendim filmin konusu özetle şöyle : şirin , eğlenceli mutlu bir romen köyünde iki genç birbirlerini çok seviyor , önce aileler karşı çıkıp , kapışıyor , sonra anlaşıp düğüne karar veriyorlar.. ancak karar verilen düğün tarihinden bir gün önce ‘yüce’ stalin göçüyor bu diyardan.. düğün günü köyü parti yöneticileri basıyor ve ‘gülmek bile yasak’ diyorlar ve düğünü de doğal olarak yasaklıyorlar.. tabi gelen yöneticilerden askeri kanat sorumlusunun göğsündeki pırıl pırıl parlayan ve orak çekiçli madalyanın yeni olduğu göze sokuluyor tecavüz edilerek öldürülen köyün delisi kızı hatırlatılarak.. 

kısacası ‘nunta muta’ bir tarihe , bir sisteme eleştiri değil de sonuçta sadece bir ‘iftira’ olmuş.. bu kadar açık ve net..

 

sonra gelelim rus ‘aleksandr buravsky’nin yönetmenliğini yaptığı rusya yapımı bir ikinci dünya savaşı filmi.. 

konu faşist alman işgaline karşı direnen sovyetlerin leningrad kentinde geçiyor.. oradaki onurlu direnişi izlemeye gelen yabancı gazetecilerden amerikalı bir bayan gazetecinin gözünden direnişi anlatıyor film.. filmin ilerleyen sahnelerinde o bayan gazetecinin aslında amerikaya sığınmış ve kızıllara karşı savaşmış , beyaz orduların bir generalinin kızı olduğu anlatılıyor ve general bir melek olarak karşımıza çıkıyor hemen.. bu gazeteci bayan bir şekilde leningrad’da mahsur kalıyor ve sonra verip veriştiriyor filmimiz sosyalizme , ve tüm sovyet yöneticilerine… tüm sovyet yöneticileri birer psikopat , acımasız bürokrat ve sistem de bir faşist diktatörlük.. neredeyse direnen leningrad sanki ‘güzel bir işgale direniyormuş’ gibi gösteriliyor.. leningrad’ı açlıkla tehdit eden , acımasız bombardımanla şehri yerle bir eden ve iki milyon insanı katleden faşist naziler değil , asıl kötüler ve tehdit olan sosyalizm.. tüm yöneticiler hitlerden bile zalim birer manyak.. bir tane bile iyi yönetici yok filmde , bir tane bile onuruyla ölen insan yok.. aylarca açlıkla boğuşup bir dilim ekmekle günü geçirip faşizme , işgale karşı canları pahasına onurlu şekilde direnen sovyet yöneticileri , askerleri , SOVYET İNSANI YOK FİLMDE.. sadece demagoji , demagoji , demagoji.. sadece bu.. hollywood yapımlarından farkı yok.. peh peh peh.. ‘la canlarım , cicilerim’ bu sistem öldü zaten yıkıldı yau.. bu kadar sert , acımasız eleştiri niye.. neden bu kadar korku.. rahat olun be yau..

tamam stalin çok hataları olan bir insandı , yanında bir sürü kötü yöneticiyle bir devrimi boğmuş ; bir ütopyayı bir ülkeye hapsetmişti.. tamam ‘enternasyonal’i ülkenin marşı olmaktan çıkarıp anavatan rusya’ya dönmüştü , tamam ispanya’da onuruyla direnen sosyalistleri , komünistleri , anarşistleri satmıştı ve bunları birbirlerine kırdırarak  ispanya devrimini acımasızca  yemişti.. tamam oluşturduğu bürokratik sistemiyle çok kötü şeyler yapmıştı.. biliyoruz : partinin çoğunu en acımasız şekilde tasfiye etmişti.. haberimiz var : muhaliflerini en acımasız şekilde ‘yedi sülalelerini’ ve tüm ilişkilerini yok edecek şekilde ortadan kaldırmıştı.. ve hatta çok iyi biliyor ve hatırlıyoruz ki : stalin ikinci dünya savaşından önce hitlerin temsilcisi ribbentrop’u moskova’da bizzat karşılayıp elinden kan damlayan bu şahsın elini sıkıp daha sonra bu faşistle oturup ‘saldırmazlık paktı’ adı altında çok salakça bir anlaşma yapmış , kuduz köpek gibi her önüne saldıran faşist alman devletinin sovyetlere saldırmayacağına inanmış ve faşist hitlere kanmıştı.. bunların hepsine tamam ama sen tutup leningrad direnişinden bu filmi çıkarırsan sana ancak gülünür ve ‘yürrü anca gidersiniz’ denir sizlere..

 

vaktinizi harcamayın , bu filmlerin üstünü çizin demiyorum , ‘ahanda izleyin ve görün’ ‘geberen , çöpe giden sistemlerle’ hala nasıl savaşıldığını , bunlardan nasıl korkulduğunu  ve bunlara nasıl saldırıldığını görün.. ‘iyi seyirler..’ 

Crockett..

 

Comments are closed.