AYLAK ADAM – YUSUF ATILGAN

yusufatilgan-1

YUSUF ATILGAN (27 Haziran 1921 – 09 Ekim 1989)

 

‘……birden kaldırımlardan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi. içimdeki sıkıntı eridi……’

 

“……dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. tramvaylardaki tutamaklar gibi. uzanır tutunurlar. kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine, sanatına. çocuklarına tutunanlar vardır. herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. gülünçlüğünü fark etmez…….”

 

‘’……böyle içten yalnız çocuklar gülebilir. bir de deliler……’’

 

“……biliyorum sizi. küçük sürtünmelerle yetinirsiniz. büyüklerinden korkarsınız. akşamları elinizde paketlerle dönersiniz. sizi bekleyenler vardır. rahatsınız. hem ne kolay rahatlıyorsunuz. içinizde boşluklar yok. neden ben de sizin gibi olamıyorum? bir ben miyim böyle düşünen? bir ben miyim yalnız?……”

 

 

‘……çevresine bakındı. yoktu. oturma odasını da aradı. orada da yoktu. bunca lüzumsuz eşya vardı da, neden en gereken, bir sigara küllüğü yoktu. kadınlar da böyleydi. dünyada gereğinden çok kadın vardı ama, yalnız bir teki yoktu……’

 

 

“……ne yamansınız dökme kalıplarınızla; bir şeyi onlara uydurmadan rahat edemezsiniz……”


“………….yoksa her şey ben olmadığım zaman,benim olmadığım yerlerde mi oluyordu?……”


“……kim bilir, iç sıkıntısı olmasa, belki insanlar işe gitmeyi unuturlardı……’

 

‘’……yaşamanın amacı alışkanlıktı, rahatlıktı. çoğunluk çabadan, yenilikten korkuyordu. ne kolaydı onlara uymak!…… güçlüğü umutsuzca zorlamak bile güzeldi……’’

“……insanın adı onunla en az ilgili olan yanıdır.doğar doğmaz, o bilmeden başkaları veriyor. ama yapışıp kalıyor ona. onsuz olmuyor……”

 

“……çabuk kurtulma özgürlüğü insanın elindeyken kişinin dayanamayacağı kötü durum yoktu……”

 

yusufatigan-1

 

 

Comments are closed.